Şifa ve Güzel Kokusu İçin, Orman Genel Müdürlüğü Tarafından Üretiliyor

Halk arasında günlük ve amber ağacı olarak da bilinen (Hamamelidaceae familyasına mensup Liquidambar Orientalis Miller) Ülkemiz dışında sadece Rodos Adası’nda (eski dönemlerde Muğla’dan götürülerek kültüre alınmış) rastlanan, Muğla, Antalya, Denizli, Isparta ve Burdur bölgemize özgü Ülkemizin en gözde relik ve endemik türlerinden biri olan Anadolu Sığla ağaçlarından, kadimden gelen yöntemlerle elde edilen, Sığla yağı (Styrax Liquidus) binlerce yıldan beri şifa ve güzel koku yaymaya devam ediyor.

Orman Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde “kesin korunacak hassas alan” içine alınan Sığla Ormanlarında yapılan çalışmalar olumlu sonuç vermeye devam ediyor. Son 4 yılda biyogenetik rezerv alanları, tohum meşceresi, tohum bahçesi ve deneme alanı olmak üzere toplamda 360 hektara yakın alanda Orman Ağaçları ve Tohumları Islah Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından araştırma ve geliştirme çalışmasına hız verilmesi neticesinde Anadolu Sığla ormanlarının varlığını arttırma çalışmalarında önemli mesafe alındı.

Yüz yıllarca ömrü olan, Sığla ağacı uygun koşullarda 35-40 metreye uzunluğa ulaşabilmekte. Taban suyu yüksek, bataklık, vadi, akarsu ve dere kenarları, denize seviyesine yakın nemi yüksek bölgeleri seven Sığla, Türkiye’de en geniş yayılışını Muğla ilinde göstermekte.  Başta Köyceğiz olmak üzere Dalaman, Fethiye, Ula ve Marmaris ilçelerindeki sığla Ormanlarının bir bölümü de Ekoturizm alanı olarak doğaseverlerin ziyaretine açılmış durumda.

ÜRETİM SÜRECİ UZUN VE MEŞAKKATLİ…

Orman Genel Müdürlüğü (ogm.gov.tr.) sitesinde, Muğla Köyceğiz, Kavakarası bölgesinde 50 hektarlık Sığla ormanında sürdürülen yağ üretim çalışmaları hakkında yapılan açıklamaya göre, Meşakkatli ve uzun süren sığla yağı üretim sürecine, kadimden gelen yöntemlere göre uzman ekiplerce belirlenen ağaçların seçimi ile başlanıldığı belirtilerek. Ardından 50-70 santimetre yüksekliğinde, 10 cm genişliğinde, dış kabuk kısımları yontulmak suretiyle “kızıllatma” denilen işlem yapılır. Yapılan bu işleminden bir ay sonra “kızıllatma” yapılan tabaka boyunca 4-5 santimetre genişliğinde, 3-4 milimetre derinliğinde “göz çekme” adı verilen damar açma işlemine geçilir.  Damar açıldıktan 1-2 hafta sonra, yara sathını onarmak isteyen ağacın oluşturduğu “sur” adı verilen reçine sathı, belli aralıklarla kaşıkla sıyrılarak sur toplanmaya devam edilir. Damarlarda biriken yağ ve kabuk yongaları, damar boyutları değiştirilmeden yine kaşık denilen aletle sıyrılarak alınır. “sur arkası” ismi verilen bu işlem Temmuz ayı başlarında nihayete erer.

Biriken Sığla yağı hammaddesi her 15 günde bir kaşıkla sıyrılarak “margun” adı verilen kıl torbalara toplanır. “sefer” adı verilen bu işleme Ekim ayı başına kadar devam edilir. Ekim ayı sonu ile Kasım ayı ortalarına kadar damarlarda toplanan yağ ve ağacın dip kısımlarına akarak oluşan yağ karışımı yonga, yağ çıkarma işlemi için açık alanda hazırlanan, kazandaki sıcak suya koyularak 2-3 dakika kadar kaynatma işlemine tabi tutulur. Kaynatma işleminden hemen sonra presleme işlemine geçilir. Presleme işlemi neticesinde oluşan su ve yağ karışımı bir oluk vasıtasıyla giriş kısmında süzgeç bulunan beton havuzlara alınır. Havuzda dinlendirilmeye alınan yağın üzerinde toplanan su, bir oluk ya da düzenek vasıtasıyla dışarıya alınır. Bu meşakkatli ve uzun süren işlemler sonrası çıkan, Sığla yağının satışa hazır hale getirildiği, ayrıca pres artığı olarak açığa çıkan yongaların ise kurutma işleminden sonra buhur olarak pazarlanmak üzere piyasaya arzının gerçekleştiğini belirttiler.

KARACABEY: BU YIL ÜRETİMİ ARTTIRILDI

2023 yılı sığla yağı üretim çalışmalarını değerlendiren Orman Genel Müdürü Bekir KARACABEY:

“Doğal yapısı değiştirilmemiş, çok zengin genetik varyasyonlar sahip, sınırlı bir bölgede yayılış gösteren, Ülkemizin endemik bir türü olan ve birinci derece önemli biyolojik ve ekolojik çevre oluşturması nedeniyle Dünya mirasında çok önemli bir yer edinen Anadolu Sığla Ağacı, Orman Genel Müdürlüğümüz tarafından uygulanan koruma ve geliştirme çalışmaları neticesinde istenen seviyeye hızla yükselmektedir. Her gün korunarak biraz daha geliştirdiğimiz Sığla ormanlarını ekonomik ve sosyal olarak ta gelecek nesillere hazırlıyoruz” dedi.
2023 yılı için bin kilogram sığla yağı ve 3 bin kilogram sığla buhuru üretimi planladıklarını belirten KARACABEY; hem üretim miktar hem de ülkemize kazandıracağımız döviz miktarı olarak bu yıl hedeflenen rakama ulaştıklarını ifade etti.

 

Ekonomik değeri çok yüksek olan sığla yağı, kozmetik, ilaç, kimya ve gıda sanayisi için binlerce yıldır, önemli bir hammadde kaynağı olarak kullanılırken dünya piyasalarında “Türk sitiraksı” olarak tanınıyor.

SIĞLA YAĞI BİRÇOK HASTALIĞA İYİ GELİYOR.

Özellikle cilt hastalıklarında, kesi, yara ve yanıklarda çok etkili olan sığla yağı, iyi bir antiseptik ve parazit öldürücü özellikte olup, astım, bronşit gibi solunum yolu ve akciğer hastalıklarında, pomat ve yakı halinde, özellikle yatak yaralarının iyileştirilmesinde, uyuz ve mantar gibi cilt rahatsızlıklarında, ağrı dindirici, İltihapları giderici, stres ve uyku sorunlarını azaltıcı, zihin açıcı, saç canlandırıcı olarak geleneksel ve modern tıp tarafından kullanılmakta. Buhur olarak kullanılan yongalar köz üzerine atıldığında bedeni rahatlatıcı koku yayması nedeni ile tütsü olarak tercih edilmekte.