Ankara Kent Konseyi (AKK) binasında düzenlenen Türkiye-Azerbaycan Ankara Forumu’na Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Senem Arıkan, Ankara Kültür ve Turizm İl Müdürü Ali Ayvazoğlu, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Türk İnternet Medya Birliği Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, Azerbaycan Basın Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Agil Alesger, Azerbaycan Türkiye Evi Genel Sekreteri Toğrul Allahverdili, TİMBİR Yönetim Kurulu Üyeleri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile davetliler katıldı.

Türkiye ve Azerbaycan Milli Marşlarının çalındığı, Birlik Haber Ajansı (BHA) Genel Müdürü Muhammet Kaçar’ın sunduğu ve Türkiye-Azerbaycan birlikteliğine vurgu yaptığı programda konuşan Azerbaycan Türkiye Evi Genel Sekreteri Toğrul Alahverdili, Türkiye’nin Karabağ savaşı döneminde Azerbaycan’ın maddi manevi yanında olduğunu vurguladı.

Allahverdili “Hepinizin bildiği gibi Batı Azerbaycan 4 yıl önce 30 yıldan fazla işgal altında kalmıştır. Bugün şükürler olsun ki Azerbaycan halkı Azerbaycan devleti var olmuştur ve var oluşunu sürdürüyor. O gördüğün bayrağımız şu anda Karabağ’ın bütün bölgelerinde dalgalanıyor. O topraklarda şehit olan kardeşlerimizi rahmetle anıyorum, devletimize ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine teşekkür ediyorum. Savaş döneminde maddi ve manevi Azerbaycan’ın yanında oldu. Bizim tek isteğimiz tek sorunumuz olan Batı Azerbaycanlıların mecburen göç etmiş kardeşlerimizin bu topraklara geri dönüşüdür” dedi.

Azerbaycan Basın Konseyi Üyesi Agil Alesger de Türkiye’nin Azerbaycan’ın haklı davasında her daim yanında olduğunu kaydederek tek millet iki devlet olarak birlikteliğimizin daim olacağını söyledi.

Türk Medyası Fransız AFP resmi basın organının yapmış olduğu dezenformasyonu engellediğini ve dünyaya Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklılığını ve Ermenilerin yalanlarını anlatabildiklerini söyleyen Türk İnternet Medya Birliği Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa şöyle konuştu:

“Karabağ’dan sonra stratejik ortaklığın ne demek olduğunu daha iyi anladık. Özellikle Karabağ Zaferinde Türkiye’nin Azerbaycan ile ortak çalışması sonucunda çok kısa sürede Ermenilerin işgal ettiği toprakları geri aldık ve hepimiz sevindik. Biraz önce İstiklal Marşlarını hep beraber söyledik bu çok önemli bir konu ama biz orada başka bir şey daha gördük evet Türkiye ile Azerbaycan Karabağ’da bir askeri zafer kazandı birlikte ama başka bir zafer daha kazandı. O da iletişim zaferi. Türkiye İletişim Başkanlığı ve Azerbaycan medyası ile Türk Medyası bir araya geldi. Fransız AFP resmi basın organını yapmış olduğu dezenformasyonu engelledi ve dünyaya Azerilerin haklılığını ve Ermenilerin yalanlarını anlatabildik yani medya ve iletişim başarısı yaptık. Biz Türk İnternet Medya Birliği olarak yıllardır bunu söylüyoruz. Medya birleşirse halklar yakınlaşır, medya birleşirse toplumlar güçlenir.”

 

Türklerin yaşamaya karar verdiği gün dünyayı o zaman hizaya getireceklerini ve bir millet iki devlet olarak yaşama iradesini ortaya koyduklarını söyleyen Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, şöyle konuştu:

“Türkiye Azerbaycan kardeşliğine duygudan eyleme taşıyarak şiirden ekonomiye taşıyarak kalkınmayı örgütlemek zorundayız. Dünyadaki süper güçler duygu ile değil ekonomi ile bizlere hükmediyorlar, dolayısıyla bizim duygudan yana bir sorunumuz yok biz yaşamaktan çok ölmeyi bilen bir milletiz. Dünya yaşamamızı merak ediyor. Yaşamamız daha tehlikeli ve ona da alışacaklar. Türkler yaşamaya karar verdiği gün dünyayı hizaya getirecekler. Bizler bir millet iki devlet olarak yaşama iradesi ortaya koyduk, dünyanın bütün bilişim teknolojileri ekonominin yeni kurallarının tamamını donanımlı ve yeni nesil ile beraber kültür sanat ekonomisiyle beraber kavuştuğumuz toprakları ekonomi ile buluşturacağız.”

“Bir millet iki devlet olmanın konforunu ve gücünü dünyaya ilan edeceğiz”

Bir millet iki devlet olmanın konforunu ve gücünü dünyaya ilan edeceklerini söyleyen Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’deki 80 milyon, dünyadaki 500 milyondan fazla Türk kimliği kültür sanat ihtiyaçlarını önce kendi topraklarına tanıtarak geliştirecektir. Azerbaycan’daki dostlarımız Gordion’a gelecekler. Mustafa Kemal Atatürk’ün Şerafettin Cami olarak tanınan ahiliğin, bundan 1 yıl önceki başkentteki ilan ettiğimiz Anadolu Selçuklu Devleti’nin dinlenmeye geçtiği dönemde Cumhuriyet kurarak buradaki esnaf örgütünün dayanışma ile ahlakla beraber toplumu yeniden kıyama kaldırdığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün bu şehirde bir devlet kurma geleneği var. Cumhuriyetin başkenti burası olmalıdır, dediği caminin etrafındaki hikayeyi de Azerbaycan’dan gelen çocukları selamlayacak. Hepimiz birbirimizin hikayesini muhafaza alacağız kalkınacağız bu güçle ekonomi ile barışacağız ondan sonra da biz tekrar bir millet iki devlet olmanın konforunu ve gücünü dünyaya ilan edeceğiz. Biraz önce ifade ettiğim gibi kardeşlikten yana bir sorunumuz yok, çok acil güçlü bir ekonomi ile buluşmamız lazım. Batı Azerbaycan’ın kültürel mirasının uluslararası düzeyde tanıtılması ortak kültürel değerlerimizin beşeri sermayemizle beraber kültür sanat ekonomi ile buluşturacağız. Bizim toprağın altındaki ekonomiden ziyade toprağın üzerindeki birikimimize ihtiyacımız var. Vatan yapabilmemiz için toprakları mezar taşlarındaki hikayelerle buluşturacağız biz. Yaşanmışlıklardır bir toprağı vatan yapan güçlü kudret. Bir ananın iki oğlu olacağız hep beraber. Azerbaycan ve Türkiye olmaya yıllarca devam edeceğiz, yine dinimiz bir diyeceğiz ve dilimiz de bir diyeceğiz. Her ikimiz de Cumhuriyet olarak kalacağız ve sonsuza dek bu kardeşlikle beraber bahtiyar olacağız.”

Azerbaycan ve Türkiye arasındaki kültürel benzerlikler ve ortak noktaların iki ülke arasındaki kardeşlik bağlarını güçlendirdiğini belirten Ankara Kültür ve Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu, “Azerbaycan ve Türkiye arasındaki kültürel benzerlikler ve ortak noktalar iki ülke arasındaki kardeşlik bağlarını güçlendirmektedir. Her ülkede ve zengin tarihleri kültürel mirasları ve benzerlikleri ile birbirlerine önemli bir şekilde bağlıdır bu ortak noktalar daha derin ve sağlam iş birliği ve dostluğun temelini oluşturması dileğiyle. Aslında ortak mirasımızı ifade eden belki biraz sonra yine konuşmacılarımızın da ifade edeceği pek çok somut olmayan kültürel mirasımızın UNESCO mirası listesinde beraber görmekteyiz. Özellikle de Korkut miras kültürü, Nevruz, minyatür sanatı, çay kültürü yine ipek böcek ve dokuma gibi geleneksel üretimler, Nasrettin Hoca, Molla Nasrettin, Molla Efendi, gibi yine tezhip sanatı yine iftar geleneği ve zanaatkarlık ve İcra sanatı, sedef kapma işçiliği gibi pek çok konuda Azerbaycan ile birlikte UNESCO mirası listesine başvurarak birlikte hareket ettiğimiz ve geleneksel kültürümüzü birlikte yaşattığımız “bir millet iki devlet” olgusunun temelini oluşturan alt yapıların kurulmuş olduğu bir birlikteliği sağlamış bir yapı olarak bir arada”

Panel gerçekleştirildi

‘Batı Azerbaycan’ın Tarihi-Kültürel Mirası paneline ise; TRT Yönetim Kurulu üyesi/Moderatör Dr. Oğuzhan Bilgin, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çetin Elmas, Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Başkanı Menderes Demir, Akademisyen Dr. Günay Nabi ve Akademisyen Deniz Demir konuşmacı olarak katıldı.

Programın sonunda konuşmacı ve protokol üyelerine Türkiye-Azerbaycan birliğini simgeleyen tablo hediyeleri verildi.