Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri eserin iadesi için Getty Müzesi ile ortak çalışma yürüttü.

Eser, Müze tarafından 1982 yılında, 1920’lerden bu yana Avrupa koleksiyonlarında yer aldığına dair sahte kanıtlar sunan İsviçreli bir sanat tacirinden satın alınmıştı. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve J. Paul Getty Müzesi tarafından yürütülen araştırmalar, bu iddianın yalan olduğunu ve eserin 1980’lerin başında Manisa civarında bulunan bir mezardan kaçak kazılarla elde edilerek yasadışı yollarla ülke dışına çıkarıldığını ortaya koydu.

Bilimsel araştırmalar sonucunda, klineye yapışmış olan keten parçaları, daha sonra alandaki kazılarda Türk arkeologlar tarafından bulunan ahşap ve bronz levha parçaları ve mezarın tarihlendirilmesine yardımcı olan mermer ve seramik kap kalıntılarıyla birlikte mezarda kalan diğer parçalarla eşleşti.

Bu iade ile birlikte, Türk ve Amerikalı akademisyenler tarafından sedirin kökenlerine ilişkin uzun süredir devam eden araştırmayı bir sonuca bağlamaktan memnuniyet duyduklarını belirten Getty Müzesi Maria Hummer-Tuttle ve Robert Tuttle Direktörü Timothy Potts, Türk akademisyenlerin araştırmalarının bu istisnai objenin arkeolojik ve tarihi bağlamının ortaya çıkarılmasına yardımcı olurken, Getty konservatörlerinin de malzeme ve üretim tekniğini analiz ettiğini belirtti.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı “Anavatanından yasadışı yollarla çıkarılan her kültür varlığının iadesinin kültür varlığı kaçakçılarına güçlü bir mesaj gönderdiğine inanıyorum. Bronz sedir, yasa dışı bir şekilde evinden alınmış nadir bir arkeolojik eserdir. Türkiye ve Getty Müzesi arasında yeniden başlayan diyalog sayesinde artık ait olduğu yerde korunacak. Kültürel mirasın daha iyi korunması ancak karşılıklı anlayışla ve geçmişte yapılan hataların düzeltilmesiyle sağlanabilir.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Sedir ya da kline olarak anılan eser, gün içinde üzerinde dinlenilen yemek yenen bir mobilyaydı. İadesi sağlanan eser, arkeolojik duvar resimleri ve üzerinde resimli boyamalar olan kapkacak gibi başka eserlerin üzerinde yer alan tasvirlerde gördüğümüz bu tür mobilyaların günümüze ulaşan çok nadir bir örneği olarak kabul edilmektedir.

Demir bir iskelet üzerine dökme bronzdan ayakları ve rayları, birbirine perçinlenmiş ve demir ray çekirdeklerinin etrafına sarılmış delikli bakır levhalardan oluşan metal sedir, tornalanmış ayakları, köşelerde çıkıntılı zıvanaları ve bir zamanlar minderleri destekleyen kafesli yüzeyiyle o dönemde yaygın olarak ahşaptan üretilmiş sedirler örnek alınarak yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Müze Direktörü Potts sözlerine “Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ve Türkiye’de çalışan arkeolog, konservatör, küratör ve diğer meslektaşlarımızla yapıcı bir ilişki kurmaya devam etmek istiyoruz.” diyerek devam etti.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Sayın Gökhan Yazgı ise açıklamasını “Türkiye ve Getty Müzesi kültür varlıklarının iadesi konusunda farklı görüşlere sahip olabilir. Ancak bu eserin iadesine yönelik yapılan açıklama, kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadeleyi ortak hedef alarak gelecekte daha yakın bir iş birliğinin işareti olarak görülebilir. Her iki tarafın da artık birbirlerinin bakış açılarını anlamaya çok daha yakın olduğuna inanıyorum.” diyerek sonlandırdı.