ANKARA-BHA

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde profesör olarak görev yapan Prof. Dr. Zakir Avşar, “Zemin Kötü” başlıklı yazısında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içindeki mevcut durumu değerlendirdi. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından partide yaşanan iç çalkantıları ve aday tartışmalarını ele aldı. Avşar, özellikle CHP’nin dört ayrı başlı bir görünüm sergilediğini söyleyerek  “Özgür Özel seçilen genel başkan, İmamoğlu Genel Başkan seçtiren Başkan, Mansur Yavaş seçimden en başarılı çıkan Başkan… Kılıçdaroğlu parti içinde hala gücü olduğunu düşünen, yenilgiyi hazmedemeyen devrik Genel Başkan.” ifadelerini kullandı.

Yazısında, CHP içinde gelişen aday tartışmalarının erken olduğunu, siyasi şartların sürekli değiştiğini ve bunun öngörülmesinin zor olduğunu belirtti. Ayrıca, parti içinde birliği sağlamakta zorluk çeken Özel’e “üzerindeki baskılar, hakkında gerçekleştirilen itibar suikastları gösteriyor ki, işi çok zor…” dedi.

Avşar, şöyle devam etti:

“Özgür Özel’i ‘normalleşme’ dediğine, makule yakın davranma girişimlerinde bulunma çabalarına pişman ettiler… Ne özel hayatı kaldı, ne de ideolojik kırılmalar içinde olduğu iddiaları… Herkes dört bir koldan saldırmaya başladı. Gözlükten kurtulmak için girdiği göz çizdirme operasyonundan, geniz eti aldırmasına, saç tarama biçimini değiştirmesinden, ayağının kırılmasına hemen her konuda inanılmaz bir eleştiri, eleştiri sınırlarının ötesine geçen iddia ve isnatlarla karşılaştı… En son aile hayatına yönelik tasallutlara cevap verebilmek için genç bir belediye başkanının düğününde eşi hanımefendi ile dans etti ki, muhtemelen bir kısmı da o anda salonda olan iddia ve isnat sahipleri biraz olsun utansınlar diye… Yetmedi, özel bir ilişkisi olduğu iddia edilen hanımefendi belediye başkanı çıktı, kanser tedavisi gördüğünü açıklamak zorunda kaldı… Utanırlar mı? Sanmıyorum… Söz konusu cumhurbaşkanlığı adaylığı olunca, talipleri de bu kadar ekonomik ve siyasi açıdan güçlü pozisyonlarda bulununca, Özgür Özel de gayet mantıklı bir şekilde adayı erken açıklamamakta direnince başına bu türden çok şeyler gelebilir… Normalleşme, makulleşme söylemleri, erken seçim istememe cümleleri konusunda geri adım attırdılar, başarılı oldular… Amaç elbette bu kadarla sınırlı değil. Şimdi ‘erken seçim’ dedirtiyorlar. Ama bir ötesi de ‘adayımız şu’ diye açıkça söylemesi… Söyler mi? Emin değilim… Çünkü artık Özgür Özel için de ‘yapmaz’ diyebileceğimiz bir alan kalmadı… Çok çeşitli konularda açıklamalar yapıp akabinde çok keskin dönüşler yapabilen bir siyasetçi… Dolayısıyla, bir süre sonra iki santraforundan birini aday diye açıklarsa hiç şaşırmam… Birini açıklarsa diğeri partide kalır mı, o da belli değil… Özgür Özel’in üzerindeki baskılar, hakkında gerçekleştirilen itibar suikastları gösteriyor ki, işi çok zor… Parti içi birlik ve beraberliği koruyarak, iddialarını geliştirerek bir seçim sürecine girmeleri pek mümkün olmayacak veya Özgür Özel’in sıklıkla ‘aday ben değilim’ açıklamaları bile kendisini rahatlatmaya yetmeyecek… Kısacası, CHP’de zemin kötü… Her an birileri kayabilir, düşebilir…”