ANKARA-BHA

Kıbrıs Gazetesi yazarı Gökhan Güler, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Kıbrıs sorunundaki tutumunu ve stratejilerini ele aldığı bir yazı kaleme aldı. Yazısında, Tatar’ın, Rum tarafının hedeflerinin Kıbrıs Türklerini federasyon görüşmelerine çekmek ve nihayetinde Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den dışlamak olduğu görüşünü vurguladı. Güler, Tatar’ın, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü kabul edilmeden müzakerelere başlanmasına izin vermeyeceği konusundaki tutumunun uluslararası alanda kabul gördüğünü belirtti.

Gökhan Güler, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de Kıbrıs Türk ve Rum tarafı arasında resmi görüşmeler için ortak zemin olmadığını ifade ettiğini, bunun Tatar’ın başarısı olduğunu vurguladı. Ayrıca, Tatar’ın, iki devletli çözüm önerisinin uluslararası planda kabul gördüğünü ve bu doğrultuda hükümetin kararlı tutumunun önemli kazançlar sağladığını ifade etti. Güler şöyle yazdı: “Bakınız, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres New York’taki üçlü yemekte Temsilcisi Holguin’in telkinlerine karşın Kıbrıs Türk ve Rum tarafı arasında resmi görüşmelerin başlaması için ortak zemin olmadığını ifade etmiştir. Bu başarı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başarısıdır.
Dolayısıyla Kişisel Temsilcisi Holguin’in federasyon yanlısı muhaliflerin dikkate alınmasına yönelik girişimleri de ortadan kalmıştır! Bu da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başarısıdır.
BM Genel Sekreteri Guterres anlaşıldığı üzere federal çözümsen bahsetmemiş bilakis iki tarafın farklı pozisyonlara sahip olduğuna dikkat çekmiştir. Görüldüğü üzere uluslararası alanda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm kabul görmektedir. Bu başarı da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başarısıdır.
Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, en başından buyana masaya Rumların “cumhuriyet” Türklerin “cemaat” olarak oturmasını kabul etmeyeceğini ifade etmiştir. New York’taki üçlü yemek öncesinde de Kıbrıs Türkünün egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü kabul edilmeden müzakerelere başlanmayacağını defaten belirtmiş ve ancak anavatanların (Türkiye-Yunanistan) yer alacağı 4+1 formatında gayri resmi formatında bir görüşmeye hazır olunduğunu ifade etmiştir.
Bakınız, New York’taki üçlü yemek sonrasında Rum lider Hristodulidis, müzakerelere yeniden başlanma noktasında olunmadığını ifade etmiştir. Bu da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başarısıdır.”

Güler, Tatar’ın, Kıbrıs’ın yeni iş birliği önerilerine açık olduğunu ancak Rum yönetiminin bu önerileri reddettiğini, her iki halkın da yararına olabilecek diyalog yollarını açık tutma çabasını sürdüğünü aktardı. Yazıda Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Kıbrıs Türklerinin haklarını koruma konusundaki kararlılığının ve istikrarlı liderlik anlayışının, Kıbrıs Türk tarafının elde ettiği önemli kazanımlarda etkili olduğunu belirten Güler, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’ temelinde ‘iki devletin iş birliğine dayalı yeni uzlaşı vizyonunu’ kapsamında her iki halkın da yararına olabilecek yapıcı bir tutumla yeni sınır kapılarının açılması için diyalogdan yana işbirliğine hazır olduğunu her zaman ifade etmiştir. Dolayısıyla söz konusu durumu Rumların keyfi şekilde göstermeye kalkmasının da önüne geçilmiştir.
Dolayısıyla en başından buyana Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın diyalogdan yana olduğu her iki halkın da yararına olabilecek işbirliğine hazır olduğu görülmüş, buna karşın Rum liderliğinin ise diyalogdan kaçan taraf olduğu anlaşılmıştır. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın diyalogdan kaçan taraf olmayıp artık federasyon istemiyoruz dediği anlaşılmıştır…
New York’taki üçlü yemekte, Rum tarafının zihniyetinde hiçbir değişiklik olmadığı, hala daha Kıbrıs Türkü’ne düşmanlık yaptığı, bu kapsamda KKTC’de yatırım yapan üçüncü ülke vatandaşı iş insanlarının Güney Kıbrıs’ta tutuklandığı BM Genel Sekreteri aracılığı ile uluslararası kamuoyuna aktarılmış. Rum lider reddetsin, Genel Sekreter de “ bunları affedin”  Rum lidere bunları affet demiştir!
Sonuç olarak; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Kıbrıs konusunda ortaya koyduğu istikrarlı siyaseti, kararlı söylemleri, dik duruşu, isabetli öngörüleri ve milli davayı sahiplenerek yön veren lider kişiliği Kıbrıs Türk tarafının önemli kazanımlar elde etmesini sağlamıştır.” ifadelerine yer verdi.