NİSA NUR BACAK / ANKARA-BHA

Anahtar (A) Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu parti merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bolu Kartalkaya'da yaşanan yangın faciasındaki sorumsuzluklara değinen Yavuz Ağıralioğlu, "78 canımızı kaybettik daha cenazelerimiz defnedilmeden başlayan tartışmaların gündemimize yeni dahil ettiği bir derdimiz daha oldu. Kamu Yönetim Reformuna ihtiyacımız olduğunu zaman zaman söylüyordum. O kadar büyük bir acıdan sonra katiyetle bir daha ortaya çıkmış oldu. Bir yetki tartışması, bir suçlu, bir bilek güreşi daha acılarımız bu kadar tazeyken milletin gündemini kaplar hale getirildi." diyerek yaşanan hukuksuzluklara eleştiriler getirdi.

Ağıralioğlu, yargının siyasetin sopası haline getirildiğini vurgulayarak "Denetime bağlı olarak ihmali, kabahati, kusuru olanların cezalandırılması imkanlarının yargı dahil diğer denetim mekanizmalarının müeyyidelerle buluşmamış olmasının ağır bedelini her gün yaşıyoruz. Binalar yıkılıyor yaşıyoruz, oteller yanıyor yaşıyoruz, afet bölgelerinde imarda, iskanda yaşanan usulsüzlüklerde yaşıyoruz. Yaşıyoruz da yaşıyoruz. 

Ülke başına felaket geldikten sonra bağırıp çağıran, bilek güreşi yapan bir siyasi kaos görüntüsü vermeye başladı. Türk siyaseti uzun zamandır sorunları çözebilen, çözdüğü sorunlarla iftihar edebilen bir maharet merkezi olmak yerine; Türk siyaseti uzunca zamandır mazeret üreten muhatap, suçlu ararken avantaj kollayan bir yönetim zafiyeti alanına dönüştü.

"Acilen adalete, siyasetin gölgesinden uzaklaşmış herkesin sığınacağı bir liman olan adalete ihtiyaç var"

Türkiye'de siyasetin ciddiyete, siyasetin mesuliyete, Türkiye'de yönetimin denetime ve kaliteye ihtiyacı var. Türkiye iyi yönetilmiyor. Türkiye kötü yönetimine konu olan denetimsizliklerden insanlarının can ve mal kaybına sebep olacak savrulmalar yaşıyor. Denetimdeki bozulma hukuktaki yozlaşmayla eşitleniyor. Hukuktaki yozlaşma Türkiye'deki toplumsal gerilim alanlarımızı kutuplaşma alanlarımızın tamamını ciddi enerji yükleyerek kırılma noktasına getiriyor. Bu memlekette adalet, adalete itimat, adalete bağlı olarak yaşam standartlarımızın uygun kullanılacağı bir mekanizma kurulamazsa, insanlar kendi haklarını kendi arama ihtiyacına düşerse buradan kaos hesabı yapan herkesin aradığı imkan doğabilir. Acilen adalete, siyasetin gölgesinden uzaklaşmış herkesin sığınacağı bir liman olan adalete ihtiyaç var. 

"9.'sunu planladık ama hala herkesin sığınacağı bir liman haline getiremedik adaleti"

Adaletin siyasetin gölgesinde kaldığı tartışmaların siyasetin yargıyı sopa olarak kullandığı suçlamalarının öznesi olacak bir takım kötü örneklerle karşılaştık. Memleketi bunlardan kurtarmanın bir yolu var. Hükümetin baskın olarak HSK ve Anayasa Mahkemesi üzerinde, baskın olarak atamalarda kendi partilerinden aday olmuşların adalet, denetleme kurulları, cezalandırma kurullarının başında kullandığı bir tasarruf adaletin herkesin sığınacağı bir liman olduğu duygusunu topluma veremez. 9.'sunu planladık ama hala herkesin sığınacağı bir liman haline getiremedik adaleti. Bütün kurumların içi geçti. Devlet denetleme kurulları çalışmıyor, çalışmadığı için buna bağlı olarak kamu vicdanında açık olan davalar hukuk yoluyla kapatılmış gibi oluyor. Muhsin Yazıcıoğlu davası kapatıldı, Sinan Ateş davası... Kimin öldürüldüğü, niçin öldürüldüğü müphem kalacak şekilde kapatıldı. CHP Gençlik Kolları Başkanının daha önce attığı tweetlerle, Ümit Özdağ'ın daha önce 2022'de yaptığı konuşmalarla Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla yetki ve yerine bakılmaksızın gözaltına alındığı örnekler daha önce eleştirdiğimiz kötü örneklerin bir kötü örneğini de biz oluşturuyoruz demektir. Dolayısıyla kamu vicdanında kapanmıyorsa sizin hukuken kapatmanız bir anlam ifade etmiyor. Kamu vicdanında bu işin hakkı budur duygusu oluşmuyorsa, millet vicdanında bir karşılığı yoktur." ifadelerini kullandı. 

"Adalet mekanizmasının yarının sopasıymış gibi algılanacağı uygulamaların önüne bizzat hükümet geçmelidir"

Ağıraloğlu geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da okuduğu şiir yüzünden hapse girdiği dönemleri hatırlattı ve adaletin siyasetin sopası olmaması gerektiğini şu ifadelerle anlattı: 

"Tayyip Bey, siyasi olarak bu işlerin mağduru olmuş bir siyasetçidir. Yani şiir okudu diye, O zaman da aynı şeyler ona söylenmişti. Normal zamanlarda, şimdi okusanız aslında tahrik edici bulunmayan şiirler, o gün tahrik edici bulundu. Çünkü dindarlık tartışmaları, laiklik tartışmaları ile birbirine girildiği zamanlardı. O zaman şiir tahrik edici bulundu. O zaman halk alenen kin, nefrete tahrikten Tayyip Bey zindana düştü. Tayyip Bey kendisi zindana bu kasıtla düşmüş biridir. Bizim siyasi sorumluluğumuz, muhalefetin vazifesi, iktidarın gerçekleştirmek olduğu ne varsa başı sonu adalettir. O yüzden adalet mekanizmasının yarının sopasıymış gibi algılanacağı uygulamaların önüne bizzat hükümet geçmelidir ki adalet bu memlekette herkese lazım olacak duygusuyla herkesin sığınacağı liman kararlardan herkesin emin olduğu bir karar verici haline gelsin."

AK Parti'nin 23 yıllık karnesinin zayıf bir karne yükü olduğunu ifade eden Ağıralioğlu, "Adaletin olmadığı bir memlekette ne olsa olmuyor. Adaletin de herkesin sığınacağı liman olacağı kadar siyasetin, her şeyin gölgesinden bağımsızlaşarak oturması lazımdır. İnşallah o günler için emek edeceğiz, alın teri dökeceğiz. Böyle bir şey mümkün diyenlerin 23 yıldır adaleti bu şekilde tutuyor olmaları da siyasi vaatleriyle düşünüldüğümüz çok büyük bir kayıptır. Yani ismi Adalet ve Kalkınma olan bir partinin 23 yıllık karnesinin böyle olması Adalet ve Kalkınma Partisi için de bence zayıf bir karnedir yüktür." dedi.