- KFMİB Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Edip Sevinç:- "Fındık üreticisinin kazancı bizim de kırmızı çizgimizdir. Üretici eğer kazanırsa fındık üretilecektir, ihracat yapılabilecektir. İhracatımız, ihracat girdilerimiz de artacaktır"- "Türkiye'yi de dünyayı da bunun tarımını da bilen biziz. Bizim görüşümüz alınmadan verilecek her türlü karar sakattır"
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Edip Sevinç, fındık üreticisinin kazancının kendilerinin de kırmızı çizgisi olduğunu belirterek, "Üretici eğer kazanırsa fındık üretilecektir, ihracat yapılabilecektir. İhracatımız, ihracat girdilerimiz de artacaktır." dedi.
Sevinç, Birliğin şehir merkezindeki bir restoranda düzenlenen 2019-2020 Olağan Genel Kurulu'nda, fındığın Türkiye ve bölge için büyük önem arz ettiğini söyledi.
Türkiye'nin bu üründen yıllık 2,5 milyar dolar net ihracat girdisi olduğuna işaret eden Sevinç, bu rakamı 4-5 milyar dolara yükseltmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
Sevinç, fındık ihracatının tamamının özel sektör tarafından gerçekleştirildiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu:
"Bu sektörün tarımından, ticaretinden, teknolojisinden, uluslararası rekabetinden, rakip ülkelerin pozisyonundan, bu fındığı dışarıda işleyip son tüketiciye satan dışarıdaki endüstri dahil olmak üzere hepsini bizden daha iyi bilen yoktur. Bunu da herkes kabul etmek zorundadır. Türkiye'yi de dünyayı da bunun tarımını da bilen biziz. Bizim görüşümüz alınmadan verilecek her türlü karar sakattır."
Fındıkta diğer ülkelerde artan üretim nedeniyle Türkiye'nin artık yalnız ve tekel olmadığına dikkati çeken Sevinç, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin üretimdeki tekeli yüzde 80-85 idi. Bugün dünya üretiminde yüzde 70'teyiz. 2018'de yüzde 65 hatta 60'lara kadar geriledik. ABD, İtalya, Şili, Kafkas ülkeleri böyle devam ederse yüzde 60'ın altına dahi düşebiliriz. Bu ne demektir? Artık üretimde tekel değiliz. Bu satışta da tekel olamayacağımızı gösterir. Bundan en büyük zararı kim görür? İhracatçı mı? Hayır. Bahçedeki üreticidir bundan zarar görecek olan. Türkiye eğer 500 bin ton, 550 bin ton fındığı satmakta zorlanırsa bunun zararını üreticimiz görür, devletimiz görür."
Sevinç, ABD'nin geçen yıl 72 bin ton rekolteye çıktığını, üç yıl içinde bunu 150 bin tona, 10 yıl içinde de 250 bin tona yükseltmeyi planladıklarını bildirdi.
ABD'nin bunu yapabilecek teknoloji, insan gücü, bilgi ve en önemlisi de inanılmaz arazilere sahip olduğunu belirten Sevinç, 'bunları ihracatçılar uyduruyor, şehir efsanesi' diyenlere, gidip bu ülkeleri görmeleri önerisinde bulundu.
- "Bu zincirin tek bir halkasının dahi kopması, çok zararlı sonuçlar çıkarır"
Sevinç, üç hedefleri bulunduğunu, bunlardan birincisinin Türkiye'deki üretimin büyümesi, verimliliğin ve kalitenin artması olduğunu söyledi.
İkinci hedeflerinin, dünya fındık tüketiminin Türkiye orijinli olarak artması olduğunu dile getiren Sevinç, "Dünya fındık tüketimi artabilir ama bunu ABD, İtalya veya Şili'den temin edeceklerse bu bizim faydamıza değil." diye konuştu.
Sevinç, üçüncü hedeflerinin ise bütün bunlarla bağlantılı olarak elbette ki fındık üreticisinin kazancının sürdürülebilir ve yeterli düzeyde kalması olduğunu bildirdi.
"Fındık üreticisinin kazancı bizim de kırmızı çizgimizdir." ifadesini kullanan Sevinç, şunları kaydetti:
"Üretici eğer kazanırsa, fındık üretilecektir, ihracat yapılabilecektir. İhracatımız, ihracat girdilerimiz de artacaktır. Bunların hepsi bir sepet içinde arz talep dengesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu zincirin çeşitli halkaları var. Üretici, manav, tüccar, sanayici, ihracatçı, dışarıdaki fındık alıcısı, endüstri, oradaki tüketicisi. Bu zincirin tek bir halkasının dahi kopması, çok zararlı sonuçlar çıkarır. Bu halkaları sağlam tutacak olan da arz talep dengesinin gözetilmesidir."
Olağan genel kurul, gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından sona erdi.