81 ile “kedi ve köpek köyü” önerisi

Ankara Keçiören’de 4’üncü sınıf öğrencisi 10 yaşındaki Tunahan Yılmaz’ın sahipsiz köpeklerin saldırısına uğramasıyla başlayan sokak köpeği tartışması giderek büyürken, Türkiye’nin dört bir yanından yaşlı ve çocuklara yönelik saldırı haberleri de gelmeye devam ediyor.

Son iki ayda 4’ü çocuk 9 kişinin saldırıya uğradığına dikkat çeken Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı Halil İbrahim Yılmaz’dan “Kentlerimiz, hayvanların yaşam hakkına saygılı bir çözümü hak ediyor. 81 ile kedi ve köpek köyleri kurarak, bu soruna çözüm bulabiliriz” çağrısında bulundu.

Ankara’nın Keçiören ilçesinde okula giderken sokak köpeklerinin saldırdığı 10 yaşındaki Tunahan Yılmaz’ın ağır yaralanması ve günlerdir tedavi gördüğü hastanede ölümle pençeleşmesi gözleri yeniden sokak köpeği sorununa çevirdi. İlkokul 4. Sınıf öğrencisi Tunahan Yılmaz’ın ardından 13 yaşındaki Veysel Çakmak Diyarbakır’da, 16 yaşındaki Furkan Tanrısever de yine Ankara’da sokak köpeklerinin saldırısına uğradı. Saldırı haberleri gelmeye devam ettikçe sahipsiz hayvanlarla ilgili tartışma büyürken, Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nden “kedi ve köpek köyleri kuralım” çağrısı geldi.

SADECE İSTANBUL VE ANKARA’NIN SORUNU DEĞİL

Sokak köpekleriyle ilgili sorunun yalnızca İstanbul ve Ankara’da yaşanmadığını, son iki ayda yaşanan olayların Bursa, Sakarya, Muş ve Rize gibi Türkiye’nin dört bir yanında neredeyse her bölgede meydana geldiğine dikkat çeken Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Sorun sadece İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerimizin sorunu değil. Bu problem Türkiye’nin ortak problemidir. Dolayısıyla çözüm üretirken 81 ili de içine alan projeler geliştirmeliyiz” dedi. Çözüm önerisi ile ilgili bir grup gazeteciye bilgi veren Yılmaz şu ifadeleri kullandı:

KENTLERİMİZİ ÇÖZÜM ODAKLI KURGULAMALIYIZ

“Kentlerimizi tüm bireylerin yaşam hakkının korunduğu, çocuklarımızın özgürce, korkmadan okuluna gidip gelebildiği, yaşlıların güvenlik kaygısı duymadan sokağa çıkabildiği şekilde kurgulamalıyız. Bunun için de bir an önce mutlaka sahipsiz sokak hayvanlarıyla ilgili soruna çözüm bulmalıyız. Ancak bunu yaparken de ‘tüm sokak köpeklerini toplayalım’, hatta ‘itlaf edelim’ gibi bir başka vahşet duygusunu besleyenlerin çığırtkanlığına esir düşmemeliyiz. Diğer yandan da ‘hayvansever’ adı altında ‘sokak köpeklerine dokundurtmayız, onların yeri sokaklardır, bana niye saldırmıyor’ savlarıyla insanların yaşam hakkını hiçe sayan ve azınlık olan ama sesleri çok çıkan topluluklara da direnç gösterebilmeliyiz.

KÖYLER KURALIM, BİZ DE ÜSTÜMÜZE DÜŞENİ YAPALIM

Bunun için de sağduyulu bir şekilde harekete geçerek, bu sorunu yalnızca yerel yönetimlerin çözmesini beklemeden, devletin tüm imkanlarıyla bu sorunun üzerine gitmeliyiz. Biz Kent Konseyleri Birliği olarak ilk etapta bir an önce şehirlerimizde kedi ve köpek köyleri kurulmasını öneriyoruz. Sorunun çözümü adına da tüm gönüllülerimizle birlikte üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız.

KISIRLAŞTIRMA OLMAZSA OLMAZ

Sokak hayvanlarının kısırlaştırılarak kontrollü şekilde üremelerini sağlamak bu mücadelenin olmazsa olmazıdır. Bu kapsamda mevcutta çeşitli illerde kent konseyi gönüllülerimiz tarafından yürütülen kısırlaştırma çalışmalarının da 81 ile yayılmasını sağlamalıyız. Kedi ve köpek köyleri ile kısırlaştırma faaliyetlerine yönelik hazırlayacağımız öneri ve çalışmaları da konunun muhatabı olan Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler  Birliği’ne sunacağız.”