Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve RTÜK’ün ortak çalışmasıyla yürütülen Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı Etik İlkeler Rehberi Tanıtım Toplantısı, ATO Congresium’da gerçekleştirildi.
Burada konuşan Ersoy, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda özellikle son yıllarda çok ciddi çalışmaların hayata geçirildiğini, özellikle “geçmiş dönemlerle mukayese edilemeyecek şekilde” alınan önlemler sayesinde toplumda ciddi bir hassasiyetin oluştuğunu söyledi.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusuna bugün Türkiye’de en üst düzeyde dikkat çekildiğini belirten Ersoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın bu konuda çok sayıda kampanyaya destek verdiklerini, bu sorunla ilgili konferans, sempozyum, ulusal ve uluslararası toplantılar düzenlediklerini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın, kadına yönelik şiddetin çok farklı boyutlarına dikkati çektiklerini, kadın derneklerinin yürüttüğü çalışmalara katkı sağladıklarını belirten Ersoy, savaş ve şiddet bölgelerinde kadınların yaşadığı mağduriyete işaret ederek, kadına şiddet sorununun uluslararası boyutunu gözler önüne serdiklerini anlattı.
Tüm bu çalışmalar ve kadın haklarını önceleyen sivil toplum kuruluşlarının da önemli katkılarıyla bu konuda ciddi bir bilinç oluştuğunu dile getiren Ersoy, bu çerçevede kamu kurumları tarafından birçok yasal düzenlemenin hayata geçirildiğini bildirdi.
“Kadına yönelik şiddetin son bulması için daha fazlasını yapacağız”
Bürokrasi, yerel yönetimler, iş dünyası, spor kamuoyu, dernekler ve vakıfların bu alanda farkındalık oluşturacak kampanyalar düzenlendiğini aktaran Ersoy, meselenin psikolojik, sosyolojik, kültürel yanına dikkati çeken çalışmalar yapıldığını kaydetti.
Olumsuz haberlerin geldiğini üzülerek görmeye devam ettiklerini dile getiren Ersoy, “Kadınlarımızın bireysel özgürlüklerinin yanı sıra siyasi ve sosyal alandaki etkilerinin artmış olmasına rağmen karşılaştığımız bu tablo ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.” diye konuştu.
Ortaya konan mücadelenin, uzun soluklu ve zorluklarla dolu olduğunu gözler önüne serdiğini anlatan Ersoy, “Sorun ne kadar büyük olursa olsun, bu sorunu çözmek ne kadar karmaşık gibi görünse de biz kadına yönelik şiddetin son bulması için elimizden gelen gayretin daha fazlasını yapmaya devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Bakan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki bu soruna asla alışmayacağız. Kadına yönelik şiddeti asla normalleştirmeyeceğiz. Televizyon ekranlarında bu sorunla ilgili bir haberle karşılaştığımızda bunu sıradan bir olay olarak görmeyeceğiz. Unutulmamalıdır ki toplumsal yaşamı, insan onurunu, iyi bir yaşamı tehdit eden bir sorun karşısında en büyük tehlike onu normalleştirmektir. Bu soruna alışmaktır. İşte biz bu bakış açısını reddediyoruz. Kadına şiddeti asla normalleştirmeyeceğiz ve buna alışmayacağız.”
Bu açıdan en büyük rolün medya yöneticilerine düştüğünün altını çizen Ersoy, medyanın, üretilen içeriğin etkisini arttırmak adına kadına karşı şiddeti normal bir olay gibi göstermesi tehlikesinin de önemli bir sorun olduğunu vurguladı.
Dünyanın dört bir yanında ilgi gören, 150’den fazla ülkede seyredilen yapımlara imza atan medya temsilcileri ve yapımcılarından bu konuya biraz daha hassasiyet göstermelerini isteyen Ersoy, “Artık Türkiye Yüzyılı’nda bu meseleyi sorun olmaktan çıkartmak zorundayız. Bize yakışmayan, kültürel değerlerimizle bağdaşmayan şiddete karşı topyekun bir mücadele içine girerek bu sorunu kökten halletmek durumundayız.” değerlendirmesinde bulundu.