Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nde özellikle son dönemlerde yaşanan Genel Müdür başta olmak üzere görev değişiklikleri iş sağlığı ve güvenliği sektöründe gelişme sağlanmasının en büyük engeli olarak karşımıza çıkıyor.
30 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe girerek 12. yılını tamamlayan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun bugüne kadar hem sahada hem Genel Müdürlükte ilerleme kaydederek sorunların çözülmesi gerekirken sorunlar her geçen gün büyüyerek artıyor.
Genel Müdürlükteki sürekli görev değişiklikleri sahada bulunan iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin umutlarını yitirmesine ve sorunlarına artık çözüm bulunamayacağını düşünmesine sebep oluyor.
KURUMSAL HAFIZANIN OLMAYIŞI SORUNLARI BÜYÜTÜYOR
Genel Müdürlükte yaşanan en büyük sorunlardan biri olan 6 ay ila 1,5 sene arasında Genel Müdür değişikliği Genel Müdür Yardımcıları ve Daire Başkanlıklarında da sürekli değişiklikleri beraberinde getiriyor. Bu durum ise kurumsal hafızanın yok olmasına ve sahada yaşanan sorunların çözülememesine sebebiyet veriyor. Genel Müdürlükte yaşanan sorunlar sebebiyle İSG sektörünün ileri gitmesi gerekirken geriye gitmesine sebep olan durumlardan birinde de Genel Müdürlük kendiyle çelişmeye başladı.
KONU AYNI, UYGULAMA VE SONUÇ ÇOK FARKLI
2022 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adı kullanılarak ve yetkisiz olduğu halde vatandaşa yetkili olduğunu ilan eden kişi ve kurumlar tespit edilebiliyor ardından hukuki işlemler gerçekleştirilebiliyordu. Böylelikle bu kişi ve kurumlara yaptırımlar uygulanıyor dolandırıcılıkların önüne geçilebiliyordu. Bu durum ise vatandaş ve yetkili kurumların zarar görmesini engelliyordu.
Bakanlık bu uygulamasıyla hem bakanlığın adının haksız ve kötüye kullanılmasını engelliyor aynı zamanda da yetkili kurumların ve vatandaşların mağdur olmasının önüne geçiyordu. Geldiğimiz son noktada aynı yönetmelik ve aynı kanun maddelere dayanarak Genel Müdürlük bu konu yetkimiz dışındadır diyerek Bakanlığın adı başta olmak üzere vatandaşın ve yetkili kurumların zarar görmesine sebebiyet veriyor.
Yapılan her iki açıklama sonucunda çelişkiler ön plana çıkıyor. Bir Genel Müdür bizim sorumluluğumuzda derken aylar sonra değişen Genel Müdür bizim sorumluluğumuzda değil diyerek yükü üzerinden atmaya çalışıyor.
BAKANLIK SORUMLU DEĞİLSE KİM SORUMLU?
Bakanlığa bağlı Genel Müdürlük tarafından verilen bu cevabın ardından vatandaşlar ve sektör paydaşları tarafından “Peki, Bakanlığın adının kötüye kullanılmasından Bakanlık sorumlu değilse kim sorumlu?” sorunu yöneltiyor. Ayrıca vatandaşların hukuki açıdan korunmasını sağlayan bu kanunların uygulamaya geçirilmesinde yetkili olan Bakanlıklar, yetkimiz dışında diyorsa bundan zarar görecek vatandaş ve yetkili kurumları kim koruyacak? sorusu sektör gündeminde yerini alıyor. Özellikle sektörde yapılan dolandırıcılıklar sebebiyle mağdur olabilecek iş sağlığı ve güvenliği sektör adaylarının hakları nasıl ve kim tarafından korunacak?