ANA TANRIÇA KİBELE HEYKELİNİN BULUNDUĞU KURUL KALESİ’NDE KAZILAR SÜRÜYOR. KAZILARDA BUGÜNE KADAR 2 BİN PARÇA TARİH ESER ORTAYA ÇIKARILDI

KAZI BAŞKANI PROF. DR. SÜLEYMAN YÜCEL ŞENYURT:

“KİBELE’NİN RESTORASYONU 6 AY ÖNCE TAMAMLANDI. ŞU ANDA İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZESİNDE. ORDU’YA GELMESİ İÇİN ÇOK ACİL ARKEOLOJİ MÜZESİNE İHTİYAÇ VAR”

 

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilk bilimsel arkeolojik kazısı olma unvanına sahip olan Kurul Kalesi’nde 2010 yılında başlayan çalışmalar 13.yılına girdi.

Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirilen ve 6'ncı Mithridates dönemine ait 2 bin 100 yıllık Ana Tanrıça Kibele Heykeli ile yaklaşık 3 bin parça tarihi eserin bulunduğu Kurul Kalesi'ndeki kazılarda bölgenin antik dönemi gün yüzüne çıkarılıyor.

Kazılar Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt başkanlığında 4’ü arkeolog, 1’i restoratör olmak üzere 23 kişilik ekiple sürdürülüyor. Şenyurt, heykellerin yanı sıra demir, seramik, çanak, çömlek, mızrak ve ok ucu, balta, hançer, silah, süs eşyaları, demirci örsü ve küp gibi binlerce eserin gün yüzüne çıkarıldığı kalede kazı çalışmalarını bu yıl iklim şartlarına bağlı olarak aralık ayına kadar sürdüreceklerini söyledi.

“KALENİN 5’TE 3’LÜK KISMI AÇIĞA ÇIKARILDI”

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt, Kurul Kalesi’nin Doğu Karadeniz Bölgesinde Sümela’dan sonra mimari görseli bu kadar ortada olan tek yer olduğunu söyledi.

Şenyurt sözlerini şöyle sürdürdü:

“2010 yılında başlayan Ordu Kurul Kalesi Kazıları bu sene 13. yılını tamamlıyor. Aslında Kurul kayalıkları olarak bilinen, doğal güzelliği olan bölgenin bir kültür hazinesi olduğu bu kazılarda ortaya çıkmış oldu. Bu yıla kadar bizim tahminimiz beşte üçlük bir kısmı açığa çıkarıldı ve kazılarımız devam ediyor. Doğu Karadeniz Bölgesinde Sümela’dan sonra mimari görseli bu kadar ortada olan tek yer diyebiliriz. Bütüncül bir planda verilen Kale Kent yerleşmesi burada açığa çıkarıldı. 2 yıldır korumaya ve restorasyona yönelik çalışmalarımız oluyor. Bir taraftan kazılar devam ederken bir taraftan da devrilmiş duvarların onarılması ve küçük eserlerin restorasyonuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. 2 ay önce başladığımız çalışmaları aralık ayına kadar sürdürmeyi planlıyoruz.”

“SAVUNMA AMACIYLA KULLANILMIŞ BİR KALE”

Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt 2010 yılından bu yana ortaya çıkarılan eserlerin en son kullanıldığı yerde bulunduğunu söyledi.

Şenyurt konuşmasına şöyle devam etti:

“2010 yılından bu yana çok fazla eser ortaya çıktı. Mimari kalıntıların ötesinde burası Roma istilası sonrası terk edilmiş. Küp, seramik, metal, cam gibi her çeşit buluntumuz var. 2100 yıl önce yaşayan bir kent bir anda yıkıma uğruyor ve olduğu gibi kalmış. Daha sonra bir yerleşim olmadığı için de biz eşyaları en son kullanıldığı yerlerde bulabiliyoruz. Silah, gülle, mızrak, hançer, çok fazla elimizde örnekler var. 2016 yılında bulduğumuz Kibele heykeli de yerinde tesadüfen bulundu. Heykelin bulunduğu nokta kapı girişi noktasıydı orası molozlar altında kalmış ve bu sayede heykel ve birçok eşyayı yerinde bulduk. 60’a yakın küp var. Burası bir depolama alanı. Kalenin erzak deposu. Savaş sırasında yardımcı kuvvetler gelene kadar insanlar bu erzaklarla idare edebilmişler. Ama Roma ordusu çok güçlü geldiği için M.Ö 63’lerde de kale yakılarak harabe edilmiş. Burası savunma amaçlı kullanılan bir nokta. Dört bir tarafı gözetleyebileceğin bir nokta. Onun için de kale fonksiyonu ön plana çıkıyor. Yüksekliği nedeniyle tanrılara yakın olduğu düşüncesiyle burası dinsel amaçla da kullanılmış.”

“KİBELE’NİN ORDU’YA GELMESİ İÇİN BİR ARKEOLOJİ MÜZESİNE İHTİYAÇ VAR”

2016 yılında tahtında oturan Kibele heykelinin Ordu açısından önemli bir buluntu olduğuna dikkat çeken Şenyurt, konservasyonu tamamlanan heykelin Ordu’ya gelmesi için arkeoloji müzesine ihtiyaç olduğunu belirtti.

Şenyurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kibele’nin bulunması büyük bir şans ve sansasyonel bir olaydı. Arkeoloji, ülkemiz hem de Ordu açısından çok önemli bir buluntu oldu.  Birkaç parça mermerin bir araya gelmesiyle tahtında oturan çok gösterişli bir eser. Onun birleştirilmesinin ötesinde yangından dolayı yumuşamış olan kısımlar, tozlanmaya başlamıştı. Onun sabitlenmesi için uzun süren bir konservasyon aşamasından geçirildi ve bu çalışmalar İstanbul Arkeoloji Müzesinde yapıldı. 6 ay önce restorasyonu tamamlandı. Kibele Ordu’ya gelmeyi bekliyor. Ordu’da çok acil arkeoloji müzesine ihtiyaç var. Mevcut müzemiz Etnografya ortaya çıkarılan eserleri hem depolamaya hem de sergilemeye uygun değil. Kibele de inşallah buna vesile olur ve Ordu’ya bir arkeoloji müzesi kazandırılır. Yerinde monte edilmek üzere bir müze bekliyor.”

ŞU ANA KADAR 2 BİN PARÇA TARİHİ ESER ÇIKARILDI

Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen kazılarda ortaya çıkarılan arkeolojik veriler, bölgenin önemli bir çekim merkezi haline gelmesini sağladı.

Yapılan kazılarda en önemli tarihi eser olarak tahtında oturan 200 kilo ağırlığında ve 1 metre boyunda 2 bin 100 yıllık ‘Ana Tanrıça Kybele’ heykeli ile ‘Bereket Tanrıları Dionyss ve Pan’ heykeli ve hayvan biçimli dini kap olan ‘Riton’ bulundu. 1'inci derece arkeolojik sit alanı olan kaledeki çalışmalarda şu ana kadar yaklaşık 2 bin parça tarihi eser ile 300 basamaklı dehliz merdiven, milattan önceki dönemlere ait pişmiş topraktan çatı kiremitler, duvar örgüsü seramik parçaları bulundu.

Helenistik dönemde VI. Mithradates’in kalelerinden birisi olan Kurul Kalesi, askeri kimliğinin ötesinde, dönemin dinsel inançları ve kült uygulamalarına ışık tutmaya devam edecek.